23 Aralık 2014 Salı

Yırtılan İpek Sesiyle


Sen bir çocuksun, annen sinirden bir de sevinçten doğurdu seni

yırtılan ipek sesiyle;

Bir çocuksun sen, bedeviler gibi ezberindeki şiirlerle bulmak 
zorundasın çölde yitirdiğin yolu; yeryüzü şenliğinin azımsanamaz 
bir parçasıdır yaktığın ateş, kıvrıldığın dönemeç, açtığın şemsiye,
kucakladığın yaşlı ağaç; iyi bir çocuksun; tuhaf çocuksun; ağzını 
burnunu tıkasalar gözlerinle soluk alırsın; gözlerini bağlamaya 
kalksalar el ve ayak tırnaklarınla; kalsiyum ve kalker destekler
seni, yeraltı suları destekler seni

yırtılan ipek sesiyle;

Bütün evler boşaltılmış, herkes dışarı dökülmüş; taşıtlar adam 
almıyor, sinemalar tıklım tıklım, sokaklarda insan başlarından 
bir nehir; meydanlarda insani tabaka görülmemiş bir çiçeğin 
taçyaprakları gibi

yırtılan ipek sesiyle;

Sen ve seninkiler ovalarda değil, denizlerde değil, durgun ve 
çalkantısız ve bulanık ve ılık göllerin dibinde büyüdünüz, sıkış 
sıkış, en yalın, en ilkel, birbirinizi yiyerek. Arada sırada 
güvercin kanadı bir aydınlıkla taranıyordu bakışlarınız, o kadar. 
Bu yüzden seni başarı hanesine yazmıştır mavi oksijen; desteklemiştir 
seni

yırtılan ipek sesiyle;

şimdi hınçla ve karışık dülüncelerle üflenmiş camdan burkulmuş 
altın halini görüyorsun güneşin

yırtılan ipek sesiyle;

bir arkadaşın vardı ki
neşeliydi el ilanları kadar
ve gözlerinde küçük bir çayır sesi;

biri de vardı ki
on yıl kadar önce Yenikapı'dan
kesilmiş odun yığınları arasından geçerken
ne gelirse söylerdi ağzına
her şeyi öperdi;

hep alçak sesle konuşan
biri de vardı ki
kederini soylu kılmak için
yüreğindeki kurşun yarasına
aşktandır derdi

yırtılan ipek sesiyle;

Biri de vardı ki
operetlerde harcadı seni

Yeraltı suları bir sebzelikten geçer gibi tatla geçiyor cesetler 
arasından; alaca bir çabayla maden damarları arasından; boğazlanmış 
hazine şehirlerinden;akasyaların, başı-bağlı söğütlerin, telaşlı 
katırtırnakların, mis keçilerinin, ağırlıklı merinosların altından. 
Serinliğim duyurmayın anama. Hep "ateş,tutuş, yan" diye bildi bizi; 
karışmasın aklı fikri. "Diyordu peder"

yırtılan ipek sesiyle;

ve şehir. Ve Galata Kulesi (1514 yılında Bizanslılar zamanında
şapkası uçmuştu, 1967'de Türkler tarafından sünnet edildi), binalarını
çevresinde toplamış, yaklaşmakta olan bir fırtınaya rahatça göğüs
germenin yollarını arıyor, görüşmeler yapıyor: kavminin başında,
ve en önde, Cehennemin kapısını çalmaya hazırlanan Firavun gibi

yırtılan ipek sesiyle;

evet, işte tıpkı öyle,
Zurayk destekler seni

Evet sevgilim, vücutlarımızın arasında binbir titizlikle kurduğumuz 
berzah, coğrafya anlamından taşmakta ve mimari bir olanak halinde 
uzanmakta şimdi

yarının çocuklarına,

yırtılan ipek sesiyle

Cemal Süreya