nasıl hatırlamazdı birisi
bir gün, bir yaprağı yaşadığını
verimli bahçesinde mutsuzluğun
okuyup eksildiğini, gazeteleri.
haziran sancılı bir ülkedir kalbimize
kısa öğle vakitlerinde yaşadığımız
bir kırmızı diye kullandığımız
ve ara sıra
öyle sandığımız.
nasıl hatırlamazdı uğultuları ve
zabıt katipleri arasında
bir gün, bir yaprağı yaşadığını
ve kapıyı açınca çöp tenekesi
bir haziran tenekesi
yeşil salataların ve
kalkan düğmelerinin ve
deniz ölülerinin doldurduğu
ve
çekip içine en olumsuz sürekliliği
omuzsuz ve süreksiz bir adam
kemer yerine askı kullanan bir adam
ve ara sıra öyle sandığımız
cinsellik yerine acemilikle aşkı kullanan bir adam.
nasıl hatırlamazdı gidip gelmeler ve
basımevlerinden ve limonatalardan ve
çarşambalardan ve limonata satanlardan ve
adliye saraylarından artan
bir günü,
bir yaprak gibi yaşadığını.
o güvercin bir at gibi bitirdi haziranı
büyük burun deliklerinde bir telaşı soluyarak
bizim özenle azar azar kullandığımız
kırmızı bir şey diye kullandığımız
bir delikanlının azar azar kullandığı ve
güllerin limonların ve hastanelerin
reçetelerle, dolmuşlarla ve güzelliklerle ve
herkesin öyle sandığı.
Turgut Uyar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder